27 Eylül 2010 Pazartesi

Hiç Kimse Olmadı Senin Gibi !

-----------
Hiç kimse olmadı senin gibi
Hiç kimse gelmedi biliriz gelmeyecek
İsterdik kalmasın kaldığı gibi
Ama "amalar" yasak bize "keşkeler" kilitli...

Galatasaray'a Adanmış Hayatlar
 ------------

Seni Öyle Özledik ki...
Mektuplar Yazdık Okursun Diye
İçimizdeki Özlemi, Sevgiyi tarif edemedik
Sen Anlarsın diye ...
----------------


BİLDİĞİN GİBİ DEĞİL ..!

Bir sene olmuş sen bizden gideli…
Bir sene olmuş “aklımız ” başımızdan gideli…
Aklımız…
Kaç kişinin rüyalarındaydın geçen “sene”…
Kaç bin kez arkadaş sohbetlerinde senli hikâyeler anlatıldı…
Kaç bin kez kahkahalar atıldı senli anılar gelince aklımıza…
Ve sonra kaç bin kez “Ah be Abi ”, “Ah be Alpaslan’ım” dedik…
Kaç bin kez çık gel, inan kızmayacağız yaptığın bu uzun şakaya dedik…

Olmadı… Bu sene de olmadı…
Kim bilir Belki seneye…

Telaşlı bir koşturmaca var şimdi…
Herkes senin huzuruna en iyi şekilde çıkmak istiyor…
Pankartları hazırladı kardeşlerin…
Onlarca mektup yazıldı sana dair…
“Özledik ” diyoruz, duyuyor musun bilmiyoruz…
“Ne çok sevdik seni abi” diyoruz, hissediyor musun bilmiyoruz…
Belki kızacaksın ama, Samet yine atkı yaptı senin için…
“Alpaslan Dikmen ” yazıyor yine koca harflerle…
“Silin oğlum” derdin burada olsan…
Çıkarın derdin benim adımı…
“Biz” derdin kısaca. ““ultrAslan” derdin… Adın, adımız olurdu…

Bir sene geçmiş be ağabey…
365 gün…
10 küsur maçta 40 küsur gol sesi duyduk ta…
365 gündür 1 “şaka” dediğini duyamadık…

Her şey hazır ağabey 27 Eylül’e…
Yarın süslenir stat…
Atkılar takılır boyunlara Pazar…
Site’nin girişinde yine senli kareler, sana ithaf edilmiş sözler…
Sabahtan geliriz Hasdal’a uyandırırız seni…
Kalk deriz ağabey,
“Dinlenmeye çekildiğin köşe’den” kalk…
Maç Saati atılan her gol de bağırılır,
Golü atan Dikmennn… Alpaslannn…
Hepimiz ters köşe…
Ağlarız yine…

Hala dönecekmişsin gibi çocukça bir his var içimizde işte…
Çocukça bir heyecan…

Baktık ki gerçekten geleceğin falan yok,
Biz geliriz o zaman yanına “teker teker"…


Ulaş Bayam

--------

Yokluğunun üçüncü senesine giriyoruz abi.
Ama yine aynı her tarafta sen, her tarafta senin adın.
"Hiç kimse gelmedi bilirim, gelmeyecek"
Ama işte...
Mekanın Cennet olsun abi...
Yattığın yerde rahat uyu.
( 20/12/1965 - ∞ )

21 Eylül 2010 Salı

İsimleri Yaşatılsın


Bilindiği gibi, Galatasaray Spor Kulübü nice sevinçler yaşadığı evi Ali Sami Yen Stadı'ndan ayrılmak üzere. Türkiye'ye kulüpler bazında en büyük başarısını yaşatmış olan kulübümüz, yeni ve daha büyük başarılar için, yeni ve daha büyük evine, Aslantepe'ye taşınmak üzere. Bu stadın tamamlanması için yüzlerce işçi, onlarca mühendis emek dökmeye devam etmekte. Bu stadın Türkiye'ye kazandıracağı uluslararası prestiji, Galatasaray'ın bu stadda kazanacığı başarıları düşündükçe, belki de en çok onlar sevinmekte. Belki de en çok bu stadı alınlarının teriyle yükseltmeye devam eden emekçiler gururlanmakta. Çünkü bu stad, onların eseri.
Fakat iki emekçi, Gökhan Yavuz ve Raşit Ek, bu başarıları göremeyecekler. Fakat iki emekçi, Gökhan Yavuz ve Raşit Ek alınterleriyle yükselttikleri bu stadda yaşanacak büyük başarılara eşlik edemeyecekler. Çünkü onlar bir bayram sabahı Galatasaray'ın yeni stadı için can verdiler. Fakat onların adını bu büyük stadda yaşatmak bizim ellerimizde.
Bizler, bu iki emekçinin, bu ülkenin yaşayacağı büyük sevinçler için bir bayram sabahı can veren iki işçinin, Aslantepe'de yaşatılmasını talep ediyoruz. Bizler, isimleri sonsuza dek bizlerle yaşasın, kazanılan büyük başarılarla anılsın ve hiç unutulmasın diye bu iki emekçi Gökhan Yavuz ve Raşit Ek için isimlerinin bir kapıya yada bir tribüne verilmesini, yada kendilerini ve tüm emekçileri temsil edecek bir anıt hazırlanmasını talep ediyoruz. Aynı talebi bizlerle paylaşan herkesin, bu metnin altına imza atarak, bunu göstermesini arzuluyoruz. Bu iki işçinin hayatına saygı gösteren herkesi, bu metnin altına imza atmaya çağırıyoruz.

http://www.isimleriyasatilsin.com

Facebook Grubu

19 Eylül 2010 Pazar

Bucaspor - GalataSaray




Bakmayın siz Bucaspor'un isminin önde yazıldığına. Aslında deplasmanda oynayan takım Bucaspor'du. Galatasaray'ın İzmir'deki taraftarı takımını çok özlemişti. Öyle ki dün gece İzmir Atatürk stadının Ali Sami Yen'den pek farkı yoktu. (Tabi tarlaya dönmüş zemini bu benzetmeye sokmuyoruz.)

Böyle güzel tribünler önünde Galatasaray'ın çok daha iyi futbol oynamasını isterdik ama, gerek zemin gerekse Galatasaray'da var olan sorunlar düzelmediğinden bu isteğimiz temenni olarak içimizde kaldı.

Takım olarak tek olumlu bakabileceğimiz nokta, takımın artan pas trafiğidir.

Rijkaard, bu maça haftalardır eleştirlen Ali Turan'la değil, elinde sağlam olan tek sağ bek Serkan Kurtuluş'la başladı. Serkan'da verilen şansı iyi değerlendirerek başta bizi ve ona güvenenleri mahçup etmedi. Pino'nun defansif yönlerinin zayıf olması sebebiyle o kanadı tek başına savundu. Maç eksiğini giderdikçe daha iyi oynayacağına inanıyoruz.

Bu maçta bir diğer beklentimiz de Lorik Cana'nın oynamasıydı. Ama Rijkaard tercihini Pino'dan yana kullanarak onun yabancı kontenjanına takılmasına sebep oldu.

Aslında sağda Pino değilde son haftalarda form tutmaya başlayan Aydın oynasaydı, hem Aydın'ın devamlılığı açısından hemde Galatasaray'ın kadrosunda bulunan tek ön libero olan Cana'yı izleme fırsatı bulacaktık.

Orta sahamızın bu derece aksadığı maçlarda Rijkaard'ın Cana'yı kullanmayışı başlı başına bir tartışma konusu olabilir.

Gelelim göze batan oyunculara ;

İlk olarak golü atan Ayhan Akman'dan başlayalım.
Ayhan takımın şu formsuz halinde en formda olan oyuncumuz, tabi yetenekleri doğrultusunda. Sezona iyi bir giriş yaptı ve performansını korumaya devam ediyor. Maç içerisinde de genelde insiyatif alarak oynuyor. Mustafa Sarp gibi kaçak güreşmiyor. Şuanlık tek eksisi, tehlikeli yerlerde attığı isabetsiz paslar.

Pino, ilk yarı hareketliydi. Bülent Uygun'un ona özel sıkı markajı altında bişeyler yapmaya çalıştı. Özellikle oyunun son bölümlerinde bulduğu pozisyonlar vardı. Kaleci iyi yer tutmuş olmasa bu maçı golle bitirebilirdi.

Misimovic, bu zeminde pek meziyetlerini gösterdiğini söyleyemeyiz. Zaten takıma da adapte olabilmiş değil. Biraz daha zamana ihtiyacı var.

İnsua, ilk maça oranla daha dengeli oynadı. Arda'nın dönüşüyle birlikte performansı üst seviyelere çıkacaktır.

Kewell, her zaman ki gibi yüreğiğle oynadı. Özellikle ilk yarı takımı ileriye taşıyan oyuncuydu. Sağlam olduğu sürece bu takımda banko oynayacak oyuncuların başında gelir.